Sirküler Tarihi : 12.08.2016
Sirküler No : 2016/19
6728 SAYILI "YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN" İLE YAPILAN DÜZENLEMELER
9 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6728 sayılı "Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile çok sayıda Kanunda yeni düzenlemeler yapılmıştır.
Yapılan düzenlemeler ana başlıklar halinde aşağıda özetlenmeye çalışılmıştır:
1. 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nda yapılan düzenleme ile yıllık ortalama ihracat değerlerine göre yapılan sınıflandırmada, son üç yılda yıllık ortalama ihracat tutarı Bakanlar Kurulunun belirleyeceği değerin üzerinde olan firma yetkililerine, Bakanlar Kurulunca belirlenen esaslara göre iki yıl süreyle hususi damgalı pasaport verilmesi öngörülmüştür.
2. 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesinde yapılan düzenleme ile 5018 sayılı Kanuna tabi kamu idareleri ve bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerden önce de “vadesi geçtiği halde ödenmemiş borcu bulunmadığına dair belge” aranılmak suretiyle amme alacağının güvence altına alınmasına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
3. Tüketici hakem heyetlerine başvurular ya da mahkemelerinde açılan davalar sonucunda, bankaların iade ettikleri ancak daha önce vergisini ödedikleri BSMV’nin indirimine ilişkin düzenleme yapılmıştır İadenin, iade ödemesinin gerçekleştiği dönemde indirim konusu yapılması öngörülmüştür.
4. Gelir Vergisi Kanunu'nun 23. maddesinin (a) alt bendinde yapılan düzenlemeyle, mevcut istisna uygulaması devam ettirilmekte; (b) alt bendinde yapılan düzenlemeyle de Türkiye dışında elde edilen kazançlar üzerinden döviz olarak ödenmesi kaydıyla kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerce bölgesel yönetim merkezlerinde münhasıran merkezin faaliyet izni kapsamında istihdam edilen hizmet erbabına ödenen ücretler de istisna kapsamına alınmıştır.
5. Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesinin birinci fıkrasının (13) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde yer alan indirim kapsamındaki faaliyet alanlarında yurtdışı yerleşiklere yüksek katma değerli hizmet veren işverenlerin istihdam ettiği hizmet erbabının ücretleri üzerinden hesaplanan vergiden kısmi indirim uygulaması getirilmiştir.
6. Gelir Vergisi Kanunu'nun safi ticari kazancın belirlenmesi ile ilgili 40. maddesinde değişiklik yapılarak ısı yalıtımı ve enerji tasarrufuyla ilgili harcamaların iktisadi kıymetin değerine eklenerek amortisman ayrılması yerine doğrudan gider yazılmasının sağlanmasına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
7. Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen 98/A maddesi ile muhtasar ve prim hizmet beyannamesi birleştirilmiştir.
8. Kurumlar vergisi mükellefi olup da Türk Ticaret Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca tescil için başvuran mükelleflere başvuru evraklarının bir suretini, ilgili vergi dairesine yazılı veya elektronik ortamda intikal ettirme zorunluluğu getirilmiştir.
9. Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesinin onuncu fıkrasında yer alan “359 uncu maddede sayılan fiilleri işledikleri veya bu fiillere iştirak ettikleri vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporla tespit edilenlerden bu durumları kesinleşenler ile birinci, ikinci ve üçüncü fıkraların kapsamına girenler veya bu fiillere iştirak edenler, fiilin işlendiği tarihten itibaren altı yıl süreyle hiçbir surette vergi teşvik ve desteklerinden yararlanamazlar” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
10. Vergi Usul Kanunu'nun 355. maddesinde yapılan değişiklik ile elektronik ortamda süresinde verilmeyen bildirim ve formların süresinden sonraki ilk üç gün içinde verilmesi halinde, 1/10 oranında özel usulsüzlük cezası uygulanacağı belirtilmiştir.
11. Yasanın 22’nci maddesi ile Vergi Usul Kanunu'nun mülga 370. maddesi "İzaha Davet" başlığı ile aşağıdaki şekilde yeniden ihdas edilmiştir:
“İzaha davet:
MADDE 370- Vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitler hakkında tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilir. Kendisine izaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefler, davet konusu tespitle sınırlı olarak, bu Kanunun 371 inci maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamaz.
İzaha davet yazısının tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde izahta bulunulması durumunda;
1. Mükelleflerce yapılan izah sonucu vergi ziyaına sebebiyet verilmediğinin idarece anlaşılması hâlinde mükellefler söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine tabi tutulmaz veya takdir komisyonuna sevk edilmez.
2. Mükelleflerce izahta bulunulan tarihten itibaren 15 gün içerisinde; hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla aynı sürede ödenmesi şartıyla vergi ziyaı cezası, ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında kesilir. Bu durum vergi incelemesi yapılmasına ve gerekirse tarhiyatın ikmaline engel teşkil etmez.
Birinci fıkra kapsamında yapılmış ön tespitlerin, verginin bu Kanunun 359 uncu maddesinde yer alan fiillerle ziyaa uğratılmış olabileceğine ilişkin olması hâlinde bu madde hükümleri uygulanmaz. Şu kadar ki, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge tutarının; her bir belge itibarıyla 50 bin Türk lirasını geçmemesi ve mükellefin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmaması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilir. Bu fıkrada yer alan tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır.
Maliye Bakanlığı ön tespitin niteliğini, izaha davetin şeklini ve kapsamını, daveti yapacak ve yapılan izahı değerlendirecek mercii, davet yapılacakları, yapılan izahta kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
12. 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikler ile;
a) Nispi damga vergisine tabi kâğıtlarda her bir nüshanın ayrı ayrı vergilendirilmesi uygulamasına son verilmiştir.
b) Bir kâğıt üzerinde birden fazla adi kefalet ve garanti taahhüdü bulunması halinde, ayrı ayrı olmak üzere bunlardan yalnızca birinden damga vergisi alınması sağlanmıştır.
c) Pey akçesi, cayma tazminatı, ücret tevkifi, cezai şart gibi bir sözleşmenin müeyyidesi mahiyetinde olan taahhütlerden, başlı başına bir sözleşmeye konu olmadıkça damga vergisi alınmayacaktır.
d) Damga Vergisi Kanunu'nda vergiye tabi kâğıtların yer aldığı 1 No’lu tabloya eklemeler yapılmıştır.
e) Döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin işlemlerde damga vergisi istisnasının kapsamı genişletilmiştir.
f) Damga Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklik sonucunda Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikâyet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi halinde, bu ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisi ret ve iade olunacaktır. Ancak sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmeyecektir.
g) Beyanname verme süresi içerisinde düzeltme amacıyla verilen beyannamelerden damga vergisi alınmayacaktır.
h) Aylık prim ve hizmet belgesi ile muhtasar beyannamenin birleştirilerek verilmesiyle oluşturulan beyannamelerden 37,40.-TL damga vergisi alınacaktır.
13. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin (d) bendinin sonuna eklenen parantez içi hüküm ile 5520 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlara ilişkin aynı Kanunun 11. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca kanunen kabul edilmeyen giderlere ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 41. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendine göre işletme aleyhine oluşan farklara ilişkin olup mükelleflerce ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenmiş olan katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilmesinin sağlanması yönünde düzenleme yapılmıştır.
14. Yasanın 57. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5/B maddesinde düzenlenmiş olan sınai mülkiyet haklarında kazanç istisnası ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı tarafından vergi avantajı sağlanacak kuruluşların patentlerinin değerleme raporuna bağlanması zorunluluğu kaldırılmıştır.
15. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 4. maddesinin birinci fıkrasına eklenen hüküm ile tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve söz konusu giderlerin Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması kaydıyla, Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezlerine kurumlar vergisi muafiyeti tanınmıştır.
Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun, bölgesel yönetim merkezinin yönetimi altında bulunması muafiyet hükmünün uygulamasına engel teşkil etmeyecektir.
16. Kurumların iki tam yıl elde bulundurduktan sonra satışını gerçekleştirdikleri gayrimenkul ve iştirak hissesi satış kazançlarına ilişkin kurumlar vergisi istisnasını düzenleyen Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin ( e ) bendinde yapılan değişiklik ile;
a) Devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışında aktifte bulundurma sürelerinin hesabında, devir olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınacaktır.
b) 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kurumlar tarafından finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına veya 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine devredilen taşınmazların kiracı ya da kaynak kuruluş tarafından üçüncü kişilere satışında, aktifte bulundurma sürelerinin hesabında, bu taşınmazların finansal kiralama şirketi, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları ile varlık kiralama şirketinin aktifinde bulunduğu süreler de dikkate alınabilecek.
17. Transfer fiyatlandırma yöntemlerinde OECD uygulamalarında yapılan değişikliklere paralel düzenleme yapılmış, Kurumlar Vergisi Kanunu'nda düzenlenen transfer fiyatlandırma yöntemlerine "işlemsel kâr yöntemi" eklenmiştir. Anılan yöntem emsallere uygun fiyat veya bedelin tespitinde, ilişkili kişiler arasındaki işlemden doğan kârı esas alan yöntemi ifade etmektedir. Bu yöntem işleme dayalı net kâr marjı yöntemi ve kâr bölüşüm yöntemini esas almaktadır. İşleme dayalı net kâr marjı yöntemi, mükellefin kontrol altındaki bir işlemden; maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi ilgili ve uygun bir temele dayanarak tespit ettiği net kâr marjının incelenmesi esasına dayanmaktadır. Kâr bölüşüm yöntemi, ilişkili kişilerin bir veya daha fazla sayıdaki kontrol altındaki işlemlere ilişkin toplam faaliyet kârı ya da zararının, üstlendikleri işlevler ve yüklendikleri riskler nispetinde ilişkili kişiler arasında emsallere uygun olarak bölüştürülmesi esasına dayanmaktadır.
18. Yasanın 60’ncı maddesi ile gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ilişkin harcamalarının %100 ünün kazancın tespitinde indirim konusu yapılmasına ilişkin olarak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan düzenlemeler, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamına alınmıştır.
19. Transfer fiyatlandırmasına ilişkin belgelendirme yükümlülüklerinin tam ve zamanında yerine getirilmiş olması kaydıyla, örtülü olarak dağıtılan kazanç nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş veya eksik tahakkuk ettirilmiş vergiler için vergi ziyaı cezası (Vergi Usul Kanununun 359. maddesinde yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi hali hariç) %50 indirimli olarak uygulanacaktır.
20. 5941 sayılı Çek Kanunu'nda yapılan değişiklikler sonucunda;
a) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunacaktır.
b) Adli para cezalarının ödenmemesi durumunda, bu ceza 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilecektir.
21. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 40. maddesinin ikinci fıkrasına eklenen cümle ile gerçek kişi tacir ile tüzel kişi tacir adına imza atmaya yetkili kişi, ticaret unvanını ve bunun altına atacağı imzayı, noter onayı şartı aranmaksızın ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda yazılı beyanda bulunmak suretiyle de verebilecektir. Benzer şekilde Türk Ticaret Kanunu'nda “noter onayı” aranan işlemlerde bu şart kaldırılmış ve belgelerin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması, işlemin hukuken geçerlik kazanması için yeterli sayılmıştır.
Saygılarımızla,
Erdal SÖNMEZ & Bülent ERSAN
SİNERJİ Bağımsız Denetim
Danışmanlık ve Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti.