Sirküler Tarihi: 20.02.2015
Sirküler No : 2015/7
ADİ ORTAKLIKLARDA ORTAKLIĞI SONLANDIRAN PAY DEVİRLERİNDE VERGİLEME VE FATURA DÜZENLEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Uygulamada mükelleflerin belirli işleri almak için ortaklık şeklinde ihalelere girmeleri ve ihale neticesinde yüklenilen işi birlikte sorumluluk esası çerçevesinde ortaklık şeklinde ifa etmeleri sıklıkla karşılaşılan durumlardandır.
Adi ortaklıklar özel hukuk uygulaması açısından Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Anılan Kanun'da adi ortaklık, iki veya daha fazla kişinin, bir sözleşmeye dayanarak ortak bir amaca ulaşmak için emek ve mallarını birleştirmesi olarak tanımlanmıştır. Adi ortaklığın amacı, ortakların sorumlulukları, sermayesi, borçları ve alacakları bu Kanun’da düzenlenmiştir.
Adi ortaklık tüzel kişiliği haiz olmayıp Borçlar Kanunu hükümlerine göre kurulur ve son bulur.
İştirak halinde mülkiyet esasına göre faaliyet sürdüren adi ortaklıklar elde ettikleri gelirin vergilendirilmesi açısından bağımsız bir ünite olarak kabul edilmemiştir. Ticari faaliyette bulunan adi ortaklıklarda her bir ortağın payına düşen kazanç ayrı ayrı ticari kazanç sayılmıştır. Ortaklar kendi paylarına düşen kar ve zararı, ticari kazanç veya zarar olarak münferiden beyan etmek zorundadırlar. Ancak adi ortaklıklar KDV yönünden vergi mükellefi, gelir stopajı yönünden ise vergi sorumlusu olarak kabul edilmişlerdir.
Adi ortaklık olarak alınan bir ihalenin, ihale devam etmekte iken bir nedenden dolayı adi ortaklığın fesih kararının alınması ve belli bir para karşılığında ortaklık haklarının diğer ortağa devredilmesi durumunda vergileme ve belge düzeni aşağıda açıklandığı şekilde olacaktır:
Bilindiği üzere Katma Değer Vergisi Kanunu’nun;
- 1/1. maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,
- 8/1-a maddesinde; mal teslimlerinde ve hizmet ifalarında bu işi yapanların verginin mükellefi olduğu,
- 10. maddesinin (a) bendine göre, vergiyi doğuran olayın, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile (b) bendine göre, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesi, (c) bendine göre kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması sırasında meydana geldiği hüküm altına alınmıştır.
26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliği’nin “I/B.7. Adi Ortaklıklarda Vergileme” başlıklı bölümünde; (mülga 25 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin “C” bölümü)
“....Hisse devri işlemleri adi ortaklığın sona ermesi sonucunu doğuruyor veya ortaklık, ortakların kararı ile fesh ediliyorsa, bu devir işlemlerine vergi uygulanması gerekmektedir...
Ortaklardan biri veya birkaçının hisselerinin diğer ortak veya ortaklara devredilmesi suretiyle ortaklığın sona ermesi halinde; devralan ortak veya ortakların kendi hisseleri ile satın aldıkları hisseler dikkate alınmaksızın, ortaklıkça, devralan ortak veya ortaklara teslim edilen toplam mal bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplanır. Ortaklık tarafından düzenlenecek olan faturada ayrıca gösterilecek olan bu vergi, ilgili dönem işlemleri ile birlikte adi ortaklığın son beyannamesine dahil edilerek beyan edilir. Devralan ortak veya ortaklar tarafından ise genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılabilir...” denilmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nun 160. maddesinde ise 153. maddede yazılı mükelleflerden işi bırakanların, keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hükmü yer almakta olup aynı Kanun’un 161. maddesinde, vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesinin işi bırakmayı ifade ettiği belirtilmiştir.
Kanun'un “Faturanın Tarifi” başlıklı 229. maddesinde ise fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır. Kanun’un 231. maddesinin 5 numaralı bendi uyarınca faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenmesi yasal zorunluluktur. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılmaktadır.
Yukarıda yer verilen yasal hükümler çerçevesinde, adi ortaklığın sona ermesi sonucunu doğuran ortaklık payı devirlerinde, ortaklıktaki tüm hakların devri karşılığı belirlenen toplam bedel üzerinden devir tarihi itibariyle fatura düzenlenmesi ve bu bedel üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.
Saygılarımızla,
Erdal SÖNMEZ & Bülent ERSAN
SİNERJİ Bağımsız Denetim
Danışmanlık ve Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti.